Burçak Çerezcioğlu ~ Mavi Saçlı Kız

      Yaklaşık 12-13 yaşlarındayken okumuştum Mavi Saçlı Kız'ı ve çok etkilenmiştim. Ağlatmıştı beni, bir dostu kaybettiğimi hissetmiştim. Aradan 2-3 sene geçtiğinde hiç kitaplarını ödünç veremeyen ben, kalktım bu kitabı arkadaşıma önerdim ve ödünç verdim. Verdim ama geri de alamadım arkadaşım apar topar taşınınca. Üniversiteye başladığımda kitapçıları gezerken bu kitap aklıma geldi, nereden geldiyse. Kitaplığımda bulunmalı diyerek her yere sordurdum. Gün sonunda elimde kitabım, yüzümde tebessüm okulun yurduna dönüyordum. Tabii hemen aldım okudum ama sanırım doyamamışım. Okuma Şenliği etkinliğinde bu kitabı da bir yerlere sıkıştırmak istedim ve başladım okumaya. Ne okuyorum postumda detaylı anlatmıştım neden bu kitabı okuduğumu, o yüzden geçiyorum kitabın kendisine ve bende bıraktığı etkilere.

       Burçak'ın 3 günlüğü ve hakkında düzenlenen kampanya haberlerinin derlemesinden oluşan bu kitap Burçak'ın ailesinin önsözüyle başlıyor. 2. günlükle birlikte Burçak'ın hastalığı ortaya çıkıyor ve o hastalığı bizzat yaşayanın ağzından çektiği acıları okuyoruz. Burçak için edilen mücadeleleri okudukça, Burçak'ın onu içten içe yiyen lösemiyle savaşını düşündükçe insan sağlığın kıymetini bir kez daha anlıyor. Hastalığıyla savaşan Burçak'ın iç dünyasını kavrayabileceğimiz günlüklerinde en büyük hayallerini yazmış Burçak. Amerika'ya gitmek, aşık olmak, ünlü olmak, günlüğünü bastırmak.. Hepsi bir bir gerçek oluyor, kimisi o hayattayken kimisi o göçüp gittiğinde..

      

" Neden hepimiz hayatı dolu dolu yaşamak yerine, hayatı monoton bir halde yaşıyoruz. Eğer yaşamak buysa biz yaşamıyoruz. Muhakkat bir şeylerin elimizden kayması ve acı günler mi yaşamamız gerek sanki? Bunlar ders olmadan anlayabilsek yaşamın değerini, her şey çok daha güzel olurdu."

       Nurlar içinde yat Mavi saçlı kız..

        Kitaplı ve Keyifli Günler..