Linda Howard ve Anne Rice

     Vampir romanları gibi popüler yazın romanları okumayı sevenler için iki güzel yazar önermek istiyorum. 

Vampirle Görüşme

Vittorio

    Bunlardan biri vampirlerin annesi Anne Rice. Vampirle Görüşme, Vittorio en bilindik eserleri ve benim en sevdiklerim. Bu alanda yazılan en başarılı kitaplar bence Anne Rice' ın kaleminden çıkıyor. Sevenlerinin türünün en iyisi olan Anne Rice' ı mutlaka okumasını tavsiye ederim.

    İkinci yazarımsa Linda Howard. Vampir romanı yazmıyor başta söyleyeyim. Yazdıkları daha çok romantik ve polisiyenin karışımı. Araya bazen fantastik ögeler de katıyor tabii. Benim okuduğum kitaplarıysa Bay Mükemmel, Hep Senin Yanındayım ve Kara Melek. Linda Howard' ın mükemmel, sevgi dolu, şefkatli ve koruyucu erkek karakterleri sunuşu hoşuma gidiyor. Polisiye kurgusu da bence oldukça başarılı. Gelelim kitaplara..

Bay Mükemmel

     Büyük bir bilgisayar firmasında çalışan 4 arkadaş, cuma günleri bir kafede buluşup dedikodu yapmayı adet edinmişlerdir. Gene bir cuma buluşmasında konu konuyu açmış, "Bay Mükemmel" aranmıştır. Bir liste hazırlanıp aradıkları erkekteki özellikler bir güzel sıralanmıştır ve bir şekilde kamuoyuna açılmıştır listeleri. Listeleriyle birlikte kimlikleri de açığa çıkan kızlar için macera başlamıştır. Başta kızların hayatlarındaki erkekler olmak üzere bir çok erkeği germiştir bu liste. Artık listeye sinirlenen bir erkek tarafından mıdır bilinmez bu kızların başına gelmeyen kalmaz. 

     Kızlarımızdan Jaine' in yan komşusu yakışıklı dedektif Sam Jaine' e kol kanat gerer. Bir listenin başa açtığı belalar ve aşkları okuyoruz kitapta. 

    Yazar hakkında küçük de bir dipnot vermeliyim cinselliği anlatmayı oldukça sever ama bir E. L. James kadar değil tabii ki.

Hep Senin Yanındayım

     Yazarın en beğendiğim kitabı bu oldu. Marlie çok özel bir kadındır. Başından geçen olaylar yüzünden psişik diye nitelendirebileceğimiz yeteneklerini kaybetmiştir ve bu sayede mutlu mesut yaşamaya başlamıştır. Ta ki bu yetenekleri geri gelene kadar. Marlie katillerin beyinlerinin içine girebilen bir kızdır. Bunu isteyerek değil, mecburi olarak oldukça zor şartlarda yapmaktadır. Bir katilin cinayet anını kendi yaşar gibi izlemek yeterince zor değilmiş gibi yardım etmek için gittiği polislere de kendini inandıramamıştır. 

     Şeflerinin inanmasıyla Marlie gözetlenmeye başlar ve Marlie' ye inanmayan dedektifimiz onun bu nöbetlerinden birine şahit olur. Gel zaman git zaman Marlie korumaya alınır ve dedektifimizle aralarında enteresan bir ilişki başlar. 

     Dedektifimiz de oldukça aranan erkek kıvamında olunca kitabı zevkle okumamak imkansız hale geliyor sanırım. 

Kara Melek

     Ünlü bir mafya babasının metresi olan Drea takıp takıştırarak, zenginlik içinde yaşanmaktadır. Bir gün kiralık katile ücreti olarak kendisi takdim edilir ve bu beklediği gibi aşağılayıcı değil tatmin edici olur Drea için. Kiralık katile aşık olan kızımız onunla beraber gitmek ister ama katilimiz bunu kabul etmez. 

     Metresliğini yaptığı adama duyduğu öfkeyle ondan 2 milyon dolar çalar ve kaçar. Mafya babası durur mu peşine bu kiralık katili takar.
     Kitabın pek başarılı olduğunu söylemeyeceğim. Hikayenin ortasında tıkanıyor ve sıkıcılaşıyor. Okunacak dünya kadar roman varken bunla zaman kaybetmemenizi öneririm. Kara Melek dışındakilerin ise bu türü sevenlerin hoşuna gideceğine eminim.