Yasaklı Kitapları Okuyoruz: Lev Nikolayeviç Tolstoy ~ Anna Karenina

     "Yasaklı Kitapları Okuyoruz" etkinliğinden şuradaki yazımda bahsetmiştim. Bu etkinlik için Rus Edebiyatının kültleşmiş romanı Anna Karenina'yı okumayı tercih ettim. Çocukluğumda okuduğum, büyülendiğim bu romanı uzun yıllar sonra okumak, hele bir de annemin gençliğinde okuduğu basımından okumak ayrı güzeldi.

      İnterneti karış karış aramışsam da 2000-2005 yılları arasında Türkiye'de yasaklanmış olduğu dışında bir şey öğrenemedim. Doğrusu öğrenseydim de neden yasaklandığını algılamak istemediğim bir kitap Anna Karenina.

      Kitap hakkında herkesin bir fikri vardır elbet diye düşünerek perde arkasını anlatmak istiyorum ben öncelikle. Tolstoy'un bir komşusunun kaderinden etkilenip kalemine yön vermesiyle ortaya çıkan bu muhteşem eseri Henri Troyat, Tolstoy biografisinde şöyle anlatır: " Bir yıl önce onu derinden etkileyen bir olayı anımsadı. Komşusu ve aynı zamanda da arkadaşı olan Bibikov, Anna Stepanovna Pirogova adlı bir kadınla yaşıyordu. Uzun boylu, geniş yüzlü bu kadın, onun metresiydi. Adam, onu pek umursamıyordu. Hatta başka biriyle evlenme planları yapıyordu. Onun bu ihanetini öğrenen Anna, sadece birkaç eşyasını alıp kaçtı. Ve ardından kendini trenlerin altına attığı haberi geldi. Ölmeden önce Bibikov’a bir de mesaj göndermişti. Özetle ‘katilim sensin’ diyordu."

      Anna Karenina'da Tolstoy, hikaye kadar mekana da gerekli önemi vermesiyle dikkat çekiyor. Öyle ki dönemin Rusya'sı ve o Rusya'daki hayat hakkında cümle aralarına saklanmış bir çok bilgi var, özellikle de Rus aristokratları ve  köylüleri hakkında. Kitaba ismini veren yasak aşkın güzel ve üzgün kadını Anna Karenina kadar baskın bir karakter daha var kitapta. Levin.. İki ayrı kitap okuyormuşum hissini duydum okurken. 

      Anna Karenina'nın onlarca yayınevinden çıkmış baskıları mevcut ve tabii ki her biri aynı kalitede değiller. Ben eski versiyonundan okuduğum için gayet memnun kaldığımı belirtmeliyim. 80'ler Türkçe'sinden okumak ayrı keyifti benim için. 

       Kitabın kısaca konusuna gelirsek; Anna Karenina aristokrat sınıfa mensuptur. Erkek kardeşinin evliliğini kurtarmaya giderken, yasak aşkı kollarında bulacağı Vronsky'le tanışır. Toplum baskısı ve aşkı arasında kalan Anna'nın hikayesine bir de Levin eşlik etmektedir. Kitty'ye ve evliliğe olan isteği, saflığı ve kendisini arındırma çabasıyla meşgul Levin'in dünyasını incelerken Rus köylüleri hakkında çokça fikre sahip oluyoruz. 

      Her ne kadar aşk romanı olarak kabul edilmişse de psikolojik analizlerinin yüksekliğiyle dönem nabzını çok iyi tutan bir roman Anna Karenina. Son çekilen Anna Karenina filminin yorumunu okumak isterseniz buradan bakabilirsiniz.

      "Mutluluklar birbirine benzerler, ama, her talihsizliğin ayrı bir görünüşü vardır."

      "Bütün hayatım, aşkım sizin. Kendimle sizi ayrı ayrı düşünemiyorum. Biz ikimiz tek bir kişiyiz. Bu yüzden de ne sizin, ne kendim için rahatlığı, sükuneti mümkün göremiyorum. Yalnız umutsuzluk, talihsizlik var gözlerimin önünde... ya da mutluluk. Ne mutluluk, Tanrı'm!"

Kitaplı ve Keyifli Günler..