Yazar Ayları Etkinliği'nden bahsediyorum sık sık. Sevgili Pinuccia' nın ev sahipliğini yaptığı bu etkinlikte bu ay Vasconcelos yer alıyor ve onun birbirinden güzel kitapları. Ben Şeker Portakalı ile tanışmıştım yazarla ve etkinlik kapsamında tekrar okuma fırsatı da buldum. Şeker Portakalı' ndan sonra Zeze' nin maceralarına Güneşi Uyandıralım ile devam ettim. Kitabı bitirince taze taze yorumlayayım istedim.
Zeze büyümüş,11 yaşına gelmiştir. Şeker portakalı fidanını ve Portuga'sını kaybetmiştir. Ailesinin yoksulluğu sebebiyle okutulmak için zengin bir aile tarafından evlat edinilmiştir. Sevginin ve şefkatin özlemini çeken Zeze, yüreğine yerleştirdiği, hep onun yanında olan bir kurbağayı ve ünlü Fransız aktör Maurice'i hayallerinde yaratarak bu özlemi gidermektedir. Yaramazlıklarına tam gaz devam eden, dünyayı ve kendini keşfeden Zeze bir de aşkla tanışır.
Bu kitabında Zeze daha bilinçli ve dünyayı bir çocuk gözünde daha da derinlemesine inceliyor. Bu da kitabı daha keyifli hale getiriyor. Bu kitabı okurken nedense kendi çocukluğuma dönemedim. Daha çok ileride çocuklarımı bu seriyle nasıl bir keyifle tanıştıracağımı hayal ettim. Okuduklarından etkilenip ne türlü yaramazlıklar yaparlar kim bilir? :)
Kitaptan alıntılarıma gelirsek;
" Akrabalığı oluşturan yalnızca kan bağları değil, aynı zamanda yürek ve akıl bağlarıdır."
" Çabucak ayakkabılarımı çıkardım, soyunmaya başladım. Yastığımın altından pijamamı eliyle aldı. Önce altını, sonra üstünü giydim. Maurice' in parmakları düğmeleri iliklemeye koyuldu. Ve ben, engin bir büyümeme isteği duyuyordum. Maurice' i hep yüreğimin yanında tutma ve pijamamda iki yüz seksen iki düğme bulunması isteği. "
" Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten... Seninki Zeze, hüzünlü bir güneş. Yağmur yerine gözyaşlarıyla çevrili bir güneş. Olanca yeteneğini ve gücünü keşfetmemiş bir güneş."
" Büyükler güneşi uyandırmayı bilmezler. Öyleyse Tanrı' nın iyiliği, yarın, olur da, güneşi uyandırıverir. Tüm dingin sonsuzluk için yaptığı gibi. "
Kitaplı ve Keyifli Günler..
güzel alıntılarla yine başbaşa kaldık ....yorumuna sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim canım:)
Silzeze e nsevdiğim karakterlerden. portakal çiçeğini okudum ama bu diğerlerini okumadım sayende okuyacağım :)
YanıtlaSililk alıntı çok hoştu. Vasconcelos'un hayatından kesitler taşıyor bence kitaplarında çünkü o da fakir bir çocukluk geçirmiş :(
bu arada kitap dışında bakıma da meraklıysan bloguma beklerim.
Bir de sahi bu ç,nce nereden düştü aklna :))
Evet özellikle son kitap Delifişek'te bu konuda daha gerçekçi bir anlatıma gidip kendi gençliğini anlattığı yazılmış. Sabırsızlıkla bekliyorum Delifişek'i bitirmeyi.
SilBakıma bir bayan olarak tabi ki ilgim çok:) Hemen bakıyorum bloguna.
Çince nereden çıktı inan bilmiyorum ama çocukluğumdan beri bir Çin aşkıdır gidiyor. Çince bir filmde karakter falan görünce yazmayı denerdim kendi kendime. İlgi olunca da yönelip geliştirmekte fayda var dedim. Piyasada da kıymetli bir dil Allah'tan :)
evet, özellikle çinin ekonomisinin büyümesiyle beraber, çince de çok önemli bir hale geliyor otomatik olarak :))
Silbu arada made mbakımına dükünsün, mükemmel bir de çekiliş yaptım beklerim ona da :))
Hemen geliyorum:))
Sil