Kategoriler

19 Haziran 2013 Çarşamba

Ahmet Ümit ~Kavim

     Ahmet Ümit'in bende yeri apayrı. Polisiye türünde çok fazla kitap okumuyorum. Daha çok kişi tarihi, ulus tarihi üzerine romanları ve klasikleri okumayı seviyorum. Ama polisiye türünde de bazı yazarlar var ki her çıkardığı kitabı "Mutlaka okumalıyım" diyerek alıyorum. Bu yazarlardan biri de Ahmet Ümit. Bence Türkiye'de türünde ustalaşmış ve tahtından indirilemeyecek bir yazar Ahmet Ümit.

      Ahmet Ümit'in diliyle ilgili bir kaç cümle kurup kitabı anlatmaya geçmek istiyorum. Kitaplarını okurken; yazarla balkonda oturmuş mezelerimizi yiyip, Müzeyyen Senar dinliyormuşuz gibi hissediyorum. Eski bir dosttan hikayesini dinler gibi okuyorum yazdıklarını. İçimizden biri gibi hissettirmesi beni kitaplarına bağımlı hale getiren sebep sanırım.

      Gelelim bu güzel kitaba.. Kavim'de dinlerden bahsetmiş Ahmet Ümit. Okuyanlar bilirler Ahmet Ümit'in her kitabı bir ansiklopedi gibidir. Bu kitabın da ana konusu dinler. Günümüzde varlığını sürdüren, tarihin derin sayfalarına gömülen bir çok din hakkında ilginç tespitler ve bilgiler mevcut Kavim'de. Bir de olmazsa olmazımız cinayetler. Nevzat Başkomiser gene görev başında, ekibi Ali ve Zeynep'le birlikte. 

     Haç saplı bir bıçakla öldürülmüş olan bir adamla başlıyor hikaye. Cinayetin gizemi korunurken peşi sıra cinayetler işleniyor. İşlenen cinayetler mafyanın, Hristiyanlığın, Süryaniliğin kapılarını açıyor bize. Devlet içinde dönen oyunların ortasında buluveriyoruz kendimizi. 

     Son dakikaya kadar bilinmezliğini koruyan faili bu sefer de tahmin edemedim. Bir yandan bitsin de kimmiş öğreneyim diye okuyorum, bir yandan da bitmesin bu güzel kitap diye yavaş yavaş okumaya çalışıyorum. Ahmet Ümit gene büyüledi beni bu kitabıyla anlayacağınız. Gelelim alıntılarıma;

"Gerçekler her zaman güzel olmayabilir. Bazen ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyidir."

"Nice revnaklı şehirler görünür dünyada, lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan."

" Ölüler öyle tuhaf varlıklardır ki Can, onları toprağa koyduğumuzda, hatta çürüyüp kemikleri un ufak olduğunda bile aramızda yaşamaya devam ederler. Bir yerlerden düşlerimize sızarlar, hayallerimizi gölgelerler, umutlarımızı karartırlar. O yüzden ben kimseyi öldürmek istemem. Çünkü birini öldürdükten sonra artık yaşamımın eskisi gibi olmayacağını bilirim."

"Bazı yazılar, okunmak için değil, okunmamak için yazılır."

"Suçu önlemek için suçluyu yakalamanın, adaleti sağlamak için yasayı uygulamanın hiçbir işe yaramadığını karşılaştığım yüzlerce olayda birebir yaşayarak öğrendim. Keşke öğrenmemiş olsaydım diyorum çoğu zaman, keşke yalan da olsa dünyada adalet diye bir şeyin var olduğuna inanabilseydim. Ama inanmıyorum. Çünkü insan denen bu tuhaf yaratığı kötülükten uzak tutacak ne bir güç var, ne de bir yasa." 


Kitaplı ve Keyifli Günler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder