Mimlendim

     Mimlenmek konusunda bir fikre sahip değilken beni mimlediği için öncelikle Orianthe Racheal 'e teşekkür etmeliyim. Sayesinde yeni bir şey öğrendim. 

     Mimlendiğim için beni mimleyenin sorularına cevap vermeli, kendim hakkında 11 gerçeğimi de itiraf edip birilerini mimlemeliymişim ben de. Bir cümle içinde bu kadar çok mim geçmesi sanırım ne yapacağını bilememezlikten kaynaklanıyor. :)

     İşte sorularım:

 Neden blog açma gereği duydunuz? 

Yazmayı, kitap okumayı, film izlemeyi seviyorum. İflah olmaz derecede önerilerde bulunmayı da. Etrafımdakilerin yakasından düşeyim biraz da burada takılayım mı dedim, can sıkıntıma çare mi olsun istedim henüz ben de bilmiyorum.

Yalnızlık hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çift yönlü bir şey yalnızlık benim için. Evimdeyken, kitap okurken, film izlerken ya da sadece dinlenirken yalnız kalmayı seviyorum. Bir terapi gibi geliyor o zamanlarda yalnızlık. Ama bu kendi yaşam alanım içindeyken mutlu olabildiğim bir şey sadece. Onun dışındaysa ailem ve sevdiklerimle yaşadığım her anın kıymetini bilmeyi daha yeni öğrenmiş biri olarak yalnızlık tamamen sevebileceğim bir şey olamaz sanırım.

İnsanlarla paylaşamadığınız yazılar, resimler var mı?

Buna ait kocaman bir blogum var diyebilirim. Yazılarımın okunmasından hoşlanmadığım halde bu blogu bile nasıl açabildiğime şaşıyorum doğrusu. 

En sevdiğiniz kitaplar neler?

O kadar çoklar ki... Ama Küçük Prens, Mavi Saçlı Kız ve Aşkın Gözyaşları Şems-i Tebrizi benim için çok özeller.

Hayatınızı özetleyen bir şarkı var mı varsa ne?

Henüz bulamadım sanırım mix bir parça lazım :)

 Gelelim 11 gerçeğim:

• Fazlasıyla vicdan takıntısı olan bir insanım. Bir hata yaptığımda aradan 30 sene de geçse unutmam ve kendime kızarım. Geceleri yattığımda gün muhakemesine girmeden uyuyamam. Yaptığım bir hata gördüysem de çözmeden vicdanımdan kurtuluşum yoktur. ( Bazen vicdanımı çatalla kovalıyasım geliyor bu yüzden.)

• İçimde eleştiri kraliçesi taşıyorum. Kendim de dahil her insanın yanlış yönlerini görüyorum. Allah'tan insanların işine burnumu sokma gibi bir problemim yok da eleştirilerim beynimin içinde kalıyor sadece.

• Bir şey fazla popüler ise kesinlikle ona yaklaşmıyorum. Filmleri ve kitapları iyice dile dolanmadan aradan çıkarmadıysam, unutulana kadar dönüp bakamıyorum. 

• Mükemmeliyetçi olduğumu da söylemiş miydim? Yarım bırakmak, yarım yamalak yapmak pek bana uyan şeyler değil. Bunda da o cazgır vicdanın büyük bir payı var sanırım.

• Mantık insanıyım. "Duygularıyla hareket etmek" ne demek henüz yaşayamadım. 

• Tam bir hayvan severim. Şu anda da evimde şirin mi şirin bir tavşan besliyorum. Doğrusu yetişkin bir kediden büyük kendisi. Tavşan olduğuna pek inanmıyorum.

• Televizyonu haftada 1 defa açarsam açıyorum. Yabancı film ve dizilerimle yaşıyorum kendimi bildim bileli.

• Hobi niyetine dil öğrenebilen bir insanım. Lisede de yabancı dil bölümünde okumuştum  zaten. Şimdi de Çince' den mezun olmak üzereyim.

• Arkadaşlarımın da taktığı lakapla " Her şeyi bilen kız" ım ben. Nerede abuk sabuk şey varsa öğrenmeye bayılıyorum. Çocukken yaz tatillerinde ansiklopedi okuduğumu hatırlıyorum. Sıkıntı doğuştan  anlayacağınız.

• Sokakta yürürken yerde gördüğüm parelel çizgilerin üzerine basmam. Bunun bir çeşit adı varmış ama bilmiyorum. Bilen varsa lütfen aydınlatsın beni de.

• Fazlasıyla sakin ve sabırlıyımdır. Kolay kolay öfkelenmiyorum. Sinirli anımda da sarkastik cevap verme mekanizması edinmiş bir beyne sahibim. Bunun yanında açık sözlü ve Doğrucu Davud'um.

Sanırım bitti. Cevaplaması çok eğlenceliydi.